Işık hızının aşılmasının şimdilik imkansız olduğuna inanılsa da, bilim insanları, “ışık yelkeni” fikrini kullanarak uzay yolculuklarının daha verimli hale getirilebileceğini düşünüyor.
Işık yelkeni, denizcilikteki yelkenlilere benzer şekilde, uzayda ışığın itmesiyle çalışan bir sistem. Işık, foton adı verilen parçacıklardan oluşuyor ve bu parçacıklar, yelkeni tıpkı bir duvardan seken bilardo topları gibi itiyor.
Bu teorik teknoloji, yalnızca ötegezegenlere ulaşmak için değil, kara deliklere ulaşmak için de kullanılabilir.
Bambi’nin önerisi, “Project Starshot” adlı ötegezegenlere yönelik projeden esinleniyor. Bu proje, çok hafif bir uzay aracının ışık hızının yüzde 20’sine ulaşarak, 4,2 ışık yılı uzaklıktaki Proxima Centauri’ye 25 yılda ulaşmayı hedefliyordu.
Ancak bu projede karşılaşılan teknik zorluklar, kara deliklere yapılacak bir yolculuk için de büyük engeller oluşturuyor.
Bir kara deliğe ulaşmak için en büyük engellerden biri, hedef kara deliğin henüz belirlenememesi. Galaksimizde başka cisimlerle beslenmeyen ve ışımayan pek çok kara deliğin serbestçe dolaştığı düşünülüyor.
Ancak bilim insanları, 20-25 ışık yılı mesafede bir kara delik bulunması gerektiği görüşündeler. Şu ana kadar keşfedilen en yakın kara delikler ise 1560 ve 3.800 ışık yılı uzaklıkta. Yeni nesil teleskoplar ise daha yakın kara delikler keşfedebilir.
IFL Science’a konuşan Prof. Bambi, kara deliğe ulaşmanın 60-80 yıl sürebileceğini belirtiyor. Ancak, bu projelerin sadece birkaç neslin çabalarıyla başarılabileceği ve gelecek nesiller için de büyük bir adım atılması gerektiği vurgulanıyor.
Böyle bir yolculuk, sadece ilgi çekici olmakla kalmayıp, aynı zamanda genel görelilik teorisini ve kütleçekim anlayışımızı test etmek için benzersiz bir fırsat sunabilir.
